Pazartesi, Mayıs 29, 2006

YALAN

Kulağımın içi kaşınıyor.
Felaket.
Önce azar azar başlıyor kaşıntı, geceleri.
Sonra artıyor.
Kaşımak da bir zor ki kulağın içini. Bir türlü geçmiyor.
"Ne yapsam acaba?" diyorum.
Günler geçtikçe daha da artıyor.
Doktora gitmeye karar veriyorum. Arkadaşlarıma soruyorum "Tanıdığınız iyi bir kulak burun boğazcı var mı?" diye. "N’oldu ki?" diye soruyor arkadaşlarım. "Kaşınıyor kulağım" diyorum. "Uyuyamıyorum geceleri, kulak kaşınmasından!" Bir doktorun adını söylüyor bir tanesi. "Çok iyi doktordur" diyor. "Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini iyileştirir."
Gidiyorum doktora. Gözlüklü, şirin bir amca.
Elinde bir büyüteç, kulağıma bakıyor. Şaşırıyorum önce.
"İçinde kaşıntı var" diyorum. "Öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki?"
"Yok" diyor, "Ben çoktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıyorum."
"Nedir?" diyorum doktora.
"Eski sözler kaçmış kulağınıza" diyor.
"Nasıl yani?" diyorum.
"Kimin sözleri?"
"Bakacağız" diyor. Sonra bir alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer bir alet çıkarıyor. "Yan durun. Kıpırdamayın" diyor bana.
Biraz irkiliyorum."Eski sözler" diyorum, "Ha?"
Cımbızın ucu kulağıma giriyor, canımı acıtmıyor nedense.
"Bir erkek sesi bu" diyor. Sanki bir uğultu duyuyorum. Cımbızı çıkarıyor kulağımdan.
"Yalan kaçmış kulağınıza!" diyor doktor.
Yalana bakıyorum. Küçücük bir şey gibi gözüküyor.
"Vay be! Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan peki?" diyorum.
"Durun, bekleyin" diyor doktor. "Dikkatli olmamız lazım.
Tekrar kulağınıza kaçabilir. Önce şu deney tüpünün içine koyalım. Sonra serbest bırakırız."
Yalanı tüpün içine koyuyor. Kapağını da kapıyor tüpün. Serbest kalıyor yalan.

"Seni seviyorum" diye cılız bir ses geliyor tüpün içinden.
"Yalanmış ha?" diyorum.

Kulağım bile anlamış, kalbim hálá anlamıyor...

(Yanılmıyorsam - Evren Yiğit)

Karartma - Ekşi Sözlük

SİYAH YADA BEYAZ!
Bizim asıl sorunumuz bu. Yargı kararı madem kesinleşmemiş, kesinleşmiş kararının Ekşi Sözlük'ü kapatmak olduğunu düşünerek yazıyorum;

Herşeye bu şekilde bakar olduk ne yazıkki. Ortada GRİ bir bölgesi kalmadı insanların.
Ya Siyah yada Beyaz olarak algılanıyor herşey. Trafikten tutun, ülke meselelerine, aşktan sevgiden tutun, çalışma hayatımıza kadar.

Bir sorun, bir olumsuzluk, hoşumuza gitmeyen birşeylerle karşılaşınca tepkimiz ya HİÇ yada AŞIRI. Tepki vereceğiz diye üzerine bindiği dalı gözünü hiç kırpmadan keser oldu insanlar.. Yani düşünmeden.

Kararın kapatma yönünde olmayacağını düşünüyorum, şimdilik İhtiyat-ı Tedbir. Uyarı verilecektir muhtemelen. Sözlükte 'özgürlüğün' belli sınırları olduğunu kabul edip bu şekilde devam edecektir yoluna..

1 Haziran karartma kararı güzel, olumlu. Ancak yeterli etkiyi sağlamayacağını düşünüyorum.

Keşke GOOGLE, Türkiye'den erişim yapılan tüm aramaların altına DESTEK çıkacağı bir yazı eklese!

Kendime Yazıyorum

Önceden belirlenmiş şekilde, ancak kendi istediğimiz biçimde, birazda şansa bağlı olarak yaşıyoruz.

Bir çok şey şaka gibi geliyor. Yaşanan olaylar, çevrede gördüklerimiz, sosyal bir çevrede yada iş ortamında..

Bir oyun, evet bir oyun olarak nitelendiriyorum hayatı. Sonuçları oldukça ciddi olan. Öylesine yaşanamayacak. Oynamaya mecbur olduğumuz..

Oynayalım, görelim..

Salı, Mayıs 09, 2006

Hayat

Hayat

Yolun sonu degil bu
Oyunun ilk perdesidir kapanan
Degissede oyuncular
Oyundur sadece baki kalan..
Degissede roller,
Oyuna hep devam
Sonu hep ayni olan
Hep ayni sekilde sonlanan..
Related Posts with Thumbnails