Cuma, Kasım 24, 2006

Şöyleşi - TÜRKÇEMİZ SES BAYRAĞIMIZ

Konuşmacılar
Hidayet KARAKUŞ / Şair, Yazar
Doç. Dr. Şerif Ali BOZKAPLAN / Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı
Yasemin ÖZCAN / Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Araştırma Görevlisi
TARİH : 25 Kasım 2006 - Cumartesi
SAAT : 14:00
YER : Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Toplantı Salonu (Hilton Arkası)

Yeni Yüzyıl EFES LIONS Klübünün Katkılarıyla..

Perşembe, Kasım 16, 2006

Sırılsıklam tecrübesizlik

Genç bir kızdı sevdiğim. Genç bir yüreğim vardı o zamanlar. Genç ve tecrübesiz.

Ben buna ‘amatör’ demeyi sevmişimdir çoğu zaman. Profesyonellik mantığı çağrıştırdığı için belki de. Bilemiyorum..

Bir çok konuda tecrübeli olmak iyidir. Olmakta gerekir zaten. Aynı durumla daha önce karşılaşıldığı için işlerin sarpasarma ihtimali daha zordur, herşeyin yolunda gitme ihtimali ise bir o kadar fazla.

Gel gelelim, konu sevgi, aşk, evlilik gibi konularda durum biraz daha farklıdır. Burada tecrübesizlik, bir hayli tecrübeli olmaktan yeğdir.

Tecrübe heyecanı azaltıcı, hadi azaltmasa dahi katalize edici bir role bürünür.

İlk öpücüğün, ilk aşkın, el ele gezilen yada göz göze gelinen ilk anın, ilk teklifin hep farklı ve özel olmasının sebebi yalnızca ilk oluşu mudur?

Sırılsıklam tecrübesizlik kokar ilkler.

Her zaman en doğru yada en iyiyi barındırmasalar dahi hatıralarımızda, o ilklerin, o tatlı tecrübesizlik heyecanlarının yüzümüze makyajladığı tebessüm hep farklıdır. Daha bir sıcak, daha bir tatlıdır.

Neden bilmem, bu satırları yazarken hani o kalbimizin güçlü bir subwoofer edasıyla güp güp çarpıpta göğüs kafesimizi zorladığı halde buldum kendimi. Farkında olmadan nefesimizi tuttuğumuz, gözlerimizi bir an olsun kırpmadığımız halde.

Sırılsıklam tecrübesiz olmak istiyorum. Hayata ve yaşama dair her zaman amatör kalmak..

Genç bir kızdı sevdiğimiz. Genç iki kızdı, genç üç..

Giderek tecrübe kazandık saydıkça birer ikişer.

İlk günkü sıcaklığı uzak sayılarda aradık durduk. Ama bulamadık. Bilemedik ki, en güzel sayı bizim hemen yanımıza gelecek olan mütevazı bir ‘bir’di.

Ucuza tükettik, harcadık bile bile sayıların sonsuz, sonsuzluğun ise koca bir boşluk olduğunu.


61611iqt1704

Cuma, Kasım 10, 2006

Sımsıcak

    Uykudayken hiç farkına varılmaz belki ancak, soğuk bir kış günü sabaha açtığınızda gözlerinizi, yorganın altındaki o sıcaklıktır kadın.

    Üzerinize giydiğiniz yeni ütülenmiş gömleğin yakalarında da yakalayabilirsiniz bu sıcaklığı. Yada kahvaltı masasında içilen çayın ilk yudumunda.

    Kadın hep ayaktadır erkeği uykudayken. Herşey olması gerektiği gibiyse eğer, erkek bunun farkına varmaz pek. Yer, içer, gezer, yatar, uyur, çalışır ancak mutfak kısmında, sahne arkasında neler döndüğünden bi-haberdir daima. Haberdar olmak işine de gelmez çoğu zaman. Doğası gereği erkek biraz soğuk, kadınsa sıcaktır. Bu yüzden ikisinin birlikteliğinden güzel bir ortalama yakalanır hep. Yapısı gereği kadın kollar, savunur, besler ve önemser aklı aksini söylese bile.

    Erkeğin hayatını şekillendiren, onu yönlendiren hep bir kadındır inkar edilse dahi. Küçüklüğünde annesi, delikanlılığında platonik aşkları, kendini bulmaya başladığında ise hayatını paylaştığı kadın yada kadınlar hep aktif roldedirler sahne arkasında. Görünür kısım ise erkeğin kendisidir yalnızca. Hayatına giren kadınların vizyonu ne kadar genişse, zevklerini ne kadar geliştirmişlerse işte o kadar sağlam durur erkek hayata karşı.

    Hayat ne güzeldir, yağmur altında buz gibi bir havada, denize karşı yudumluyorsanız sımsıcak kadını..

Related Posts with Thumbnails