Salı, Ağustos 28, 2007

Gerçek, Kan ve Hayat

Ufukta kızıl bir güneş
Toprak kan kırmızı
Tepesindeyim bir yamacın
Hayatın bir amacı olmalı

Kirli elleri vardı zenginliğin
Arsızlık ve şüphe celladımız
Boynunda parıldayan o sahte güzellik
Binlerce çocuğun katili

Kendi kandırmacalarımızın izini sürdük daima
Takip ettikçe ayak izlerimizi
Daha az yorulduk bir sonraki
Sahte gülüşte

Olmasa o his
Dolduran gözlerimi
Süzülen tek damla yanaklarımdan içime
Alıştım sanacağım
Rutin karanlıklara

Dururken koca gönüller
Ve
Sevgi dolu bir okşayışta aramak varken
Yaşam sevincini
Küçücük emeller bağladı bizi
Yarını olmayan
Kiralık hayatlara

Aşk her daim var olacak
Ve tabi
Ölüm ve şüphe
Keşkeler arasına sıkışmış yaşıyoruz

Geçmez iki kişilik bir ömür
Şüphenin girdabında
Keşkelerden de örülmüş olsa
Uzun bir yol var daha
Ölüme..

Nesin sen?


IQ’t ksk 1302070028

Pazartesi, Ağustos 13, 2007

ÇINAYAZ

İliklerime kadar işleyen
Şakacı bir çınayaz..
Falezlerde nakışlanır yalnızlığım
Gittiğinden,
Gitmeme izin verdiğinden beri
Nisan'lar ay atlatır,
Mayıs'larda Eylül hüznü..

IQ't ksk 1308072301

Cuma, Ağustos 03, 2007

ÖZGÜRLÜĞÜN SPORU

'Buraya kadar nasıl geldik, tam olarak neredeyiz?'
Demir aldıktan yaklaşık 45 dakika sonra sorduğum soru ve sonrasında birbirimizin yüzüne şaşkın şaşkın baktığımız kısa bir sessizlik..

Zamanın, tabiri yerindeyse 'kısa devre' olduğu, sahip olduğumuz tüm enerjinin yalnızca gelen komutları doğru kavramak, takımla senkronize olabilmek ve gereken hareketi en kısa sürede tamamlayabilmek için sonuna kadar kullanıldığı bir yerdeyiz..

Tekne üzerine adım atan ve denizin tuzlu suyunu yüzüne, rüzgarın uğultusunu, yelken ve iplerle oynaşırken çıkardığı sesleri kulağına alan bir daha 'adam olmaz'.. Hele hele bunları yoğurarak yüreğinde hisseden ise hepten çıkar yoldan.. İkiye bölünür yaşamı, bir yanda deniz ve diğer yanda diğerleri. Deniz kelimesi nerede geçerse geçsin artık referans verdiği yerler değişmiştir sonsuza kadar; özgürlük..

Belirsizlik, heryerde.. Denizin, rüzgarın beş dakika sonra ne olacağını kim kestirebilir. Tıpkı hayat gibi, hayatın kendisi gibi.. Bir grup insanla, küçük bir tekne üzerinde, önceden kestirilemeyen zevkli bir yolculuğa çıkıyorsunuz.. Burada herkes aynı amaç doğrultusunda davranmak zorunda. Daha önce lügatlarında 'sinerji' kelimesine teğet geçmemiş kişiler dahi ne olduğunu kolayca kavrıyor, tekne üzerinde geçirilmiş koca bir günün ardından. Takım olmaya doğru adım adım ilerlemek nedir, bir bebeğin saflığı ve sonsuz merakında öğreniliyor.

Takım.. Takım olmak.. İşbirliği.. Ekip arkadaşları..
Daha önce farkına dahi varılmamış kavramlar bir çok insan tarafından. Yelken sporunun niçin 'Takım Sporu' olduğunu ve her seviyedeki çalışana ısrarla önerildiğini anlıyorsunuz kısa sürede. Bir yelkenliyi bile, tek başına idare etmenin mümkün olmadığını görebiliyorsunuz. Görevin küçüğü yada büyüğünün olmadığı bir ortam burası. Büyük yada küçük, doğru ve zamanında uygulanmadığı taktirde sonucu herkese yansıyor, tüm ekibe.. Belki tekne üzerinde iken değil ama, akşam bitap durumda yastığa başını yasladığında anlıyor insan; burada edindiği tecrübeyi, takım olmanın yarattığı sinerji görüşünü işine, tüm yaşamına aktarabileceğini. Yapılan her işin ne kadar değerli olduğunu. Doğru iletişimin gücünü..

Bir şablon olarak birçok alana uygulanabilir bir mikro hayat mücadelesine şahit olunuyor her demir alışta özgürlüğe..

IQ't vdm 0308071051
Related Posts with Thumbnails